Yeniden, Merhaba Dünya!

Merhaba Dünya!

Yeni başlangıçlar, çoğu zaman acı bitişler olarak görünürler.

Lao Tzu

İlk blog yazmaya başladığım zamanı hatırlıyorum da bir avuç insan, büyük bir heyecanla ilk postlarımızın başlığını “Hello World!” diye atıyor, sonrasında kimimiz uzmanlık alanına, kimimiz hobilerine kimimiz de tamamen kafasına göre ahkam kesiyor, birbirimizle atışıyor ve bir nevi kendi küçük dünyamızda kendi oyun alanımızı yaratıyorduk.

İnternet giderek daha heyecan verici bir yer haline geliyor; monologdan, diyaloğa evriliyordu. Herkes Web 2.0’dan bahsediyor ve kendimizi inanılmaz bir çağın kapılarını aralayan meraklı çocuklar gibi hissediyorduk. Sosyal Medya diye bir kavram henüz doğmamış, iPhone icat edilmemişti.

Ergenliğimden bu yana yazmayı neden bu kadar sevdiğimi defalarca sorgulamış, her seferinde de farklı cevaplar bulmuştum. Yıllar sonra şimdi yeniden yazarken, temel sebebinin bir nevi terapi yöntemi olduğunu düşünüyorum. O blog yazıları zamanla bana bambaşka dünyaların kapılarını açtı. Mutlu bir grafik tasarımcı olarak ne yaptığımın farkında bile olmadan kurduğum ajans ile başlayan yolculuk, zamanla inanılmaz bir hikayeye dönüştü.

Sanırım 2006 başlarıydı blog yazmayı bıraktığımda. Sonrasında ise günlüğüme ara ara düştüğüm küçük notlar da dahil, neredeyse yazmayı tamamen bıraktım. Artık yazdığım tek şey, toplantılarda aldığım minik ve sıkıcı notlar olmuştu.

2020’de yaptığım ilk podcast’e “Yeni Hayat” adını verirken bambaşka bir hayata adım atacağımı asla tahmin etmiyordum. Son bir senede baş döndürücü bir hızla ev, şehir, ülke, kültür, hatta konuştuğum dil dahil beni ben yapan ve kişiliğimi oluşturan her şey değişmişti.

New York’a taşındığımdan beri kendime, geçmişe, yaşadıklarıma ve hayata dair düşünecek çok fazla zamanım oldu. Herkes bir yana, kendim de hala inanamıyor, bazen bir rüyanın içinde gibi hissediyorum. Kaç insanın hayatında yeni bir başlangıç yapıp, kendini ve dünyasını yeniden yaratma şansı olur ki?

Bu yolculuğa da yine en baştan başlıyorum: yazarak. Bunca yıl sonra önce kelimeler ile aramı düzeltmem, sonra da aklımdan ışık hızı ile geçen düşünceleri yazıya anlaşılabilir şekilde dökmem gerekiyor. Bu, muhtemelen uzunca bir zamandır düşündüğümde bile beni inanılmaz heyecanlandıran ve mutlu eden yegane şey.

Tabii ki dünya 20 yıl önce yazmaya başladığımdan çok farklı. İnternet, artık sınırlarını göremediğimiz uzay gibi sonsuz derinlik ve çeşitlilikte. Olur da bir şekilde bu sayfaya denk gelmiş ve buraya kadar okumuş biriyseniz, çok şanslı olduğumu düşüneceğim ve size bir teklifim olacak: eğer bana eşlik ederseniz, bu macerayı, değişim ve dönüşümlerimi, iniş ve çıkışlarımı, inanılmaz mucizeler ile farkındalıklarımı beraber keşfedebiliriz. Ne dersiniz?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir